Değerli Paydaşlarımız,
2024 yılı küresel, ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin gölgesinde geçti
2024 yılı, dünya ekonomisinin toparlanma ve belirsizlik unsurlarını bir arada yaşadığı bir sene oldu. Pandemi
sonrası tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesi, jeopolitik gerginlikler ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalar,
küresel büyümeyi baskı altına alırken, bölgesel farklılıklar daha belirgin hale geldi. Dünya
ekonomisinde beklenen büyümenin bir türlü gerçekleşmemesi, ayrıca başta ABD olmak
üzere birçok ülkede -özellikle de Türkiye’nin ana pazarı olan Avrupa
ülkelerinde- seçimlerin yaşanması da bu belirsizliği destekledi.
Enflasyon, birçok ülkede halen hedef seviyelerden uzak olsa da büyük merkez bankalarının sıkı
para politikaları kademeli sonuçlar vermeye başladı. ABD ve Avrupa Merkez Bankası, faiz oranlarını kontrol
altında tutarken, Çin gibi ekonomiler büyümeyi teşvik eden politikalarla denge arayışını
sürdürdü.
IMF, 2024 yılı için küresel büyümeyi yüzde 3,2 olarak tahmin etti.
IMF ve Dünya
Bankası tahminleri 2025’te ülkelerin büyüme hızlarının ılımlı seviyelerde kalacağını ve
gelişmekte olan ekonomilerin lokomotif rolü üstleneceğini gösteriyor. Öte yandan tüm
dünyada izlenen faiz oranlarındaki düşme eğiliminin, likiditenin farklı alanlara özellikle de yatırıma
dönmesi için bir zemin oluşturması bekleniyor. Buna karşılık, ABD’de yeni başkanlık döneminde,
özellikle korumacı politikaların yükselişe geçişi ile birlikte küresel toparlanmanın
duraksayacağı yönündeki görüşler ağırlık kazanıyor.
Öte yandan Türkiye ekonomisi, dünya genelinde yaşanan parasal sıkılaşma, ekonomik ve jeopolitik
risklere rağmen 2024 yılında büyümesini sürdürdü. TÜİK verilerine göre, yılın ilk
dokuz ayında ekonomimiz yüzde 3,2 büyüdü. IMF’ye göre, yılın tamamında ekonomimizin
yüzde 3 büyüme kaydedeceği tahmin ediliyor.
2024, Türkiye’de ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede sıkı para politikalarını benimsediği
ve bu politikalarda kademeli sonuçlar elde edildiği bir dönem oldu. Merkez Bankası’nın politika
faizlerini artırarak enflasyonu düşürme hedefi, Türk Lirası’nın değerini koruma ve fiyat
istikrarını sağlama açısından önem arz ederken, TCMB rezervlerindeki artış, ülke kredi notunda
yükselme ve risk primlerinde gerileme gibi başarıları beraberinde getirdi.
Özellikle son dönemde yürütülen ekonomik politikaların sonucunda enflasyonda düşüş
eğiliminin başladığı görülürken, TÜFE yılı yüzde 44,4 seviyesinde tamamladı. Elbette
sıkılaşmaya yönelik politikaların kredi hacmini ve iç talebi baskılaması ile büyümeyi kısıtlayan
sonuçları da oldu ancak istikrarın sağlanabilmesi açısından ortaya çıkan bu durumun geçici
olacağını öngörüyoruz. Bu minvalde 2025 yılını iyi değerlendirilmesi gereken bir dönem olarak
görüyoruz. TCMB tarafından temkinli bir faiz indirim sürecine geçilen 2025, enflasyonun kontrol
altına alınmasıyla birlikte, sıkı para politikasından kademeli şekilde çıkışın sürdüğü bir yıl
olacaktır.
Gayrimenkul ekonomimiz için lokomotif sektörlerden biri olarak konumunu
güçlendirecek
2024 yılında Türkiye gayrimenkul sektörü, ekonomik zorluklara rağmen büyüme gösterdi.
Özellikle yılın üçüncü çeyreğinde artma eğilimi güçlenen konut
satışları, Aralık ayında en yüksek seviyesine çıkarak yılı artışla tamamladı.
Konut satışları artarken ipotekli satışlarda ve reel konut fiyat endeksinde düşüşler yaşandı. Bunun yanında
inşaat maliyetlerindeki artış ve ekonomik koşullar, sektörü olumsuz yönde etkiledi.
Ofislere dönüşün artması, bölge değiştirme ve bina kullanım alanını küçültme
yönelimi gibi etkenlerle ofis tarafında da hareketlilik yaşandı. İstanbul Finans Merkezi bölgesi dışında
yeni arzın oldukça sınırlı olduğu, Merkezi İş Alanı (MİA) Avrupa’da, özellikle Levent-Maslak
hattında doluluk oranı çok yüksek seyretti. Bunun yanı sıra aylık kira bedelleri de dolar cinsinden
bakıldığında yüksek düzeyde oluştu. Perakende tarafında da canlılık dikkat çekerken,
AVM’lerdeki tüketim hareketliliği, kira gelirlerinin dolar bazında artmasını sağladı. Ancak ofislerde
olduğu gibi, AVM’lerde de yeni arzın sınırlı olduğu bir dönem oldu.
25’inci yılımızı kutlarken…
Kurulduğumuz günden bu yana, tamamlamış olduğumuz nitelikli projelerle faaliyetlerimize yön verdik. Hem
tüm paydaşlarımıza hem de ülkemize daha fazla değer yaratma yaklaşımımıza uygun olarak dengeli ve istikrarlı
büyümemizi sürdürdük. İş Bankası’nın yüz yıllık gücü ve deneyimi,
şirketimiz açısından çok önemli bir değer. Bu yüz yıllık birikim gelecek hedeflerimizi
oluşturmamıza, iş yapış biçimimize büyük bir katkı sağlıyor.
Şirketimizin de 25’inci yılını kutladığı 2024, İş GYO açısından oldukça önemli bir yıl oldu.
Bugüne kadar 1,5 milyon metrekarenin üzerinde proje gerçekleştirirken sektörümüzde
kalite ve güven sembolü olarak kabul gören çalışmalara “sağlam imza” atmanın haklı
gururunu yaşadık.
Oldukça yetenekli, her biri konusunda uzman çalışan kadromuz, proje ortaklarımızdan
yüklenicilerimize, danışmanlık aldığımız şirketlerden çalıştığımız finans kuruluşlarına kadar tüm
ekosistemimiz “örnek ve güvenilir olma” vizyonuyla hareket ediyor. Bu kurumsal yetkinlik ve
avantajlarımızı iş yapış biçimimize yansıtıyoruz.
Konut piyasasında canlanma sinyalleri ve 2025 beklentileri
2024’ün ikinci yarısından itibaren konut satış rakamlarının yukarı yönlü seyretmesini,
sektöre yönelik umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. 2025’te yapılması beklenen faiz
indirimlerinin piyasaya hareketlilik getireceğini söyleyebiliriz. Bireysel talepte artış beklenirken,
özellikle ilk ev alıcıları ve yatırımcılar konut piyasasında aktif rol oynayabilir. Ticari gayrimenkulde ise
piyasanın seyrini, ekonomik koşulların yanı sıra teknolojik ve çevresel faktörlerin de etkilemesi
bekleniyor.
2025 yılı hem küresel hem de yerel ölçekte gayrimenkul piyasası için fırsatlar ve zorluklar
barındırıyor. Stratejik kararlar alırken ekonomik göstergeler, sektörel trendler ve
sürdürülebilirlik kriterlerini dikkate almak büyük önem taşıyor.
İş GYO olarak bu dönemde, ortamı iyi analiz ederek projelerimize devam edeceğiz. Mevcut projelerimize devam
ederken, yeni projelerimizi hayata geçirmek üzere planlarımız doğrultusunda çalışmalarımızı
sürdüreceğiz. Hem şirketimiz hem de tüm hissedarlarımız için katma değer yaratmaya devam
edeceğiz.
Yönetim Kurulumuz adına, daha iyi bir geleceğe inanan ve katkı sunan tüm paydaşlarımıza teşekkür
ederim.
Saygılarımla,
Hasan Cahit Çınar
Yönetim Kurulu Başkanı