Değerli Paydaşlarımız,
Küresel ekonomide toparlanma çabaları yavaş ilerliyor.
2023'te dünya ekonomisi, ciddi parasal sıkılaştırma ve dünya genelinde süregelen politik belirsizliklerle karşı karşıya kaldı. Bunun yanında yaşanan bölgesel çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan krizlere rağmen yine de beklenenden daha dirençli bir performans göstererek toparlanma çabalarını sürdürdü.
Enflasyonla mücadele kapsamında küresel ölçekte sürdürülen sıkılaştırıcı para politikalarının sonucu olarak daralan likidite ve artan faiz oranları küresel toparlanmaya sekte vursa da, büyüme oranlarının beklentilerin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. IMF Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Ocak 2024 güncellemesindeki tahminlere göre, küresel büyüme tahmini 2023 yılı için %3,1’e yükseltilirken, gelişmiş ekonomiler için %1,6, gelişmekte olan ekonomiler için %4,1 olarak tahmin edildi. 2024 yılı için küresel büyüme tahmini ise %3,1 oldu.
Türkiye ekonomisinde büyüme eğiliminin sürdüğü 2023 yılında, enflasyon baskısının şiddetini yıl boyunca artırdığı ve TÜFE’nin yılı %64,77 seviyesinde bitirdiği izlendi.
İlk dokuz ayda %4,7 büyüme kaydeden ekonomimizde büyümenin itici gücü, enflasyondaki yükselişe paralel öne çekilen tüketim oldu. Yılın geri kalanında da, iç tüketimin büyümeyi desteklemesini ve ekonomimizin, küresel ekonomideki durgunluk sinyallerine rağmen yılı büyüme ile kapatmasını bekliyoruz. Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Plan’da da 2023 yılı büyüme tahmini %4,4 olarak yer aldı.
Yeni ekonomi yönetimiyle beraber yılın ikinci yarısında daha ortodoks para ve maliye politikalarına dönüldü. Piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırmak ve makro finansal istikrarı güçlendirmek üzere sadeleşme sürecini başlatan TCMB, politika faizinde kademeli artışa yöneldi. Politika faizi oranı Haziran ayındaki %8,5 seviyesinden yıl sonunda %42,5’e yükseltildi.
Pandeminin tüm ülke ekonomilerinde yarattığı tahribat henüz tamamen yok olmamışken, yıl içerisinde yaşanan bölgesel savaşların da etkisiyle beraber, özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkileyen kur hareketleri ile gelişmiş ekonomilerde ise uzun yıllar sonra yüksek enflasyon oranlarıyla karşı karşıya kalındı. Yüksek faiz ortamının ve finansmana erişimdeki sorunların 2024 yılında da sürmesi bekleniyor. Diğer yandan, fiziki savaşların yanı sıra özellikle ABD ve Çin merkezli yaşanan ticari savaşların da süregelmesi, jeopolitik riskleri farklı boyutlara taşıyor.
Son yıllarda yaşanan bu öngörülemeyen gelişmeler gösteriyor ki, zorlu şartların hakim olduğu önümüzdeki dönemin yönetimi ancak akılcı politikalarla mümkün olabilir.
Gayrimenkul sektörü görece durgun bir dönemden geçiyor.
Dünya ve Türkiye’deki olumsuz gelişmelerin yansımalarını ülkemiz gayrimenkul piyasalarında da görüyoruz.
Sektörümüz açısından değerlendirdiğimizde; konut sektörü son yılların en durgun dönemlerinden birini yaşadı. Alım gücünün düştüğü 2023 yılında kredilere olan ihtiyacın artmasına karşın, finans kuruluşlarının temkinli kredi politikaları ve sonrasında yükselen faiz oranları sebebiyle konut kredilerine erişimin zorlaşması konut kredisi talebini azaltırken, bu durum ipotekli satışlarda da düşüşe neden oldu. Satışlardaki düşüşün yanı sıra artan maliyetlerin getirdiği ek yükler, yeni proje geliştirilmesinde iştahsızlığa yol açarak büyüme rakamlarına olumsuz yansıyor. Ofis ve perakende pazarında ise göreceli toparlanmanın sürdüğü izleniyor. Pandemi sonrası ofise dönüşle ve hibrit çalışmaya geçilmesiyle başlayan hareketlenme ile birlikte, yeni ofis arzının sınırlı olduğu sektörde doluluk oranlarında ve TL bazında kira gelirlerinde artış gözlemleniyor. Perakende sektörüne bakıldığında ise; AVM’lerin ziyaretçi sayısı ve cirolarında yaşanan yükselişe paralel olarak AVM’lerin kira gelirlerinde de TL bazında artış söz konusu.
Şirketimiz hedefleri doğrultusunda ilerliyor.
2023 yılında İş GYO olarak planladığımız tüm projelerimizi hedeflerimiz doğrultusunda hayata geçirdik. Bu yıl da faaliyetlerimize, her yıl olduğu gibi, sürdürülebilir büyümenin yanı sıra hissedarlarımıza, müşterilerimize, iş ortaklarımıza, çalışanlarımıza ve en önemlisi ülkemize katma değer yaratma vizyonumuz ile devam ettik.
Fark yaratan, fiyat-kalite dengesini gözeten, çağdaş, tüm yönetmeliklere uygun ve sürdürülebilirliği odağına alan projelerimize devam ederek sektörümüzün en çok tercih edilen ve güvenilir şirketlerinden biri olma unvanımızı koruduk.
Güçlü bilanço yapımız ve finansal performansımızla başarılı sonuçlara imza atarken, portföyümüzün sağlıklı yapısını doğru yatırımlarımızla sürdürmek, niteliğini ve verimini artırmak bundan sonra da stratejimizin temel dayanağı olacaktır.
Ülkemizin ve Şirketimizin geleceğine güvenimiz tamdır.
2024 yılının ilk yarısında yaşanacak yerel seçimlerin ardından yaklaşık 4 yıl boyunca Türkiye’nin takviminde bir seçim görünmüyor. Bu bir fırsat olarak kullanılmalı ve sektördeki temel sorunların çözümü için gerekli politikalar hayata geçirilmeli. 2023 yılının ikinci yarısında yeni ekonomi yönetiminin attığı adımların sonuçlarını, 2024 yılının ikinci yarısı itibarıyla görmeye başlayacağız. Bu süreçten sonra enflasyonun kademeli olarak düşmesiyle iç talebin canlanacağı, gayrimenkul sektörünün de bu ılıman havadan olumlu etkileneceği tahmin ediliyor.
İş GYO olarak önümüzdeki dönemde, ihtiyacın daha yoğun olduğu konut yatırımları başta olmak üzere sektörün tüm alanlarında erişilebilir, sürdürülebilir, depreme dayanıklı, yeni teknolojilerin kullanıldığı projelerin geliştirilmesi konusunda üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.
Yönetim Kurulumuz adına, sürdürülebilir yarınlara yürüyüşümüzde bizimle olan tüm paydaşlarımıza katkıları için teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Can Yücel
Yönetim Kurulu Başkanı